Tam bir yıl önce bugün, 9 saat arayla biri 7.7, diğeri de 7.6 büyüklüğünde olmak üzere, Kahramanmaraş merkezli iki büyük depremle sarsıldık. Asrın Felâketi dediğimiz bu doğal afet nedeniyle, ilimiz Şanlıurfa'nın da dahil olduğu 11 ilde toplam 53 bin 537 vatandaşımız hayatını kaybederken, 107 binden fazla vatandaşımız da yaralandı. İlimiz Şanlıurfa'da ise 340 insanımızı kaybettik, 8 bin 919 insanımız da yaralandı. Sadece şehrimizde ağır ve orta seviyede hasar alan bina sayısı ise 11 binden fazlaydı. Birinci yıl dönümünü büyük bir teessürle yad ettiğimiz bugünde, 6 Şubat depremlerinde hayatını kaybeden tüm vatandaşlarımızı bir kez daha rahmet, saygı ve minnetle anıyor, kederli ailelerine, yakınlarına ve tüm milletimize sabırlar ve başsağlığı diliyoruz.
6 Şubat depremleri, aynı zamanda ülke ekonomimizi ve iş dünyamızı da çok büyük bir maddi yük ile karşı karşıya bırakarak zorlu bir süreç yaşamamıza yol açtı. Ancak biz Şanlıurfa Ticaret ve Sanayi Odası olarak Yönetim Kurulu ve Meclis üyelerimiz ile birlikte depremin meydana geldiği ilk günden itibaren vatandaşlarımızın ve üyelerimizin yanında durup yaralarını sarmak, zararlarını telafi etmek için tüm gücümüzle çalıştık. Odamız bünyesinde kurduğumuz Kriz Masası ile depremin ilk anında el birliği vererek hem ilimizdeki hem de komşu illerdeki vatandaşlarımızın temel ihtiyaçlarını karşılamak üzere gerekli yardımları ulaştırmak için seferber olduk. Üyelerimizin depremden dolayı yaşadıkları sorunları da her platformda dile getirdik. Finansmana erişim konusu başta olmak üzere, bütün sorunlarına çözüm bulmak için sahip olduğumuz tüm imkânlarımızı kullanmakta tereddüt etmedik.
6 Şubat depremleri büyük bir sosyal travma ve maddi kayba yol açmakla birlikte, toplumsal dayanışmanın, birlik ve beraberliğin ne kadar önemli olduğunu da bize gösterdi. Ülkemizin her yerinden ve toplumun her kesiminden insanlarımız büyük bir azim ve fedakârlıkla deprem bölgesine hareket etmiş, günlerce süren doğal bir seferberlik hali içinde depremzede vatandaşlarımızın yardımına koşmuştur. Bir yanda büyük bir acı ve üzüntü içindeyken, diğer yanda ise dayanışma ve yardımlaşma ruhu ve bilincinin verdiği bir sevinç vardı. Halkımızın depremde gösterdiği bu dayanışma ve beraberliğin artarak devam etmesi, temel temennimizdir. Coğrafi konumu itibarıyla ülkemizin deprem riskini unutmadan sonraki süreçte bize düşen sorumluğun, dayanıklı yapılar ve dirençli şehirler inşa etmek olduğunu da asla unutmamalıyız. Bu konuda kamu ve özel sektör olarak iş birliğimizi güçlendirmeli, üzerimize düşen sorumluluğu layıkıyla yerine getirmeliyiz.
Bu duygu ve düşüncelerle, 1 yılını geride bıraktığımız depremin yıl dönümünde bir kez daha kaybettiğimiz vatandaşlarımızı rahmet ve saygıyla anıyor, ülkemiz ve milletimiz için sağlıklı, mutlu ve müreffeh bir gelecek diliyorum.
